
ANKARA-BHA
Başkent Üniversitesi, “Uluslararası Ses Bayrağımız: Türkçenin Yabancı Dil Olarak Öğretimi ve Geleceği” başlıklı sempozyuma ev sahipliği yaptı. Türkçeye her zaman sahip çıkan, onu her şeyin önünde tutan Başkent Üniversitesi’nin Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, bu anlayışını 1993 yılında üniversiteyi kurarken eğitim dilini Türkçe olarak belirleyerek somutlaştırmıştı.
Haberal, 1999 yılında Bütün Dünya dergisinde yayımlanan “Türkçe: Dil Bayrağımız” başlıklı makalesinde Türkçeye verdiği önemi vurgulamış, 2013’te kurduğu Türkçe Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile bu çabasını kurumsallaştırmıştı. Önceki gün düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada ise “Dilimiz, şahsiyetimizdir. Dil, bir milletin kültürünün temelidir.” diyerek, tüm Türk dünyasını Türkçeye sahip çıkmaya çağırdı.
Üniversitenin eğitim dili Türkçe’dir; Lisan bir eşik, bir barajdır
Prof. Dr. Mehmet Haberal, üniversitenin eğitim dilini Türkçe olarak belirlediklerini ifade ederek, “Her öğrencimiz en az bir yabancı dili öğrenmeli, bilgisayar okuryazarı olmalı ve Türkçemize sahip çıkmalıdır.” dedi.
Haberal’ın öncülüğünde faaliyet gösteren Türkçe Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin düzenlediği sempozyum, yoğun ilgi gördü. Abdullah Demirtaş Konferans Salonu’ndaki etkinlik, Merkez Müdürü Dr. Esra Topçu Çeliktaş’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından Prof. Dr. Abdurrahman Güzel katılımcılara hitap etti.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Murat Kazancı ile Yunus Emre Vakfı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Cahid Şenel, Türkçenin öğretimi konusundaki çalışmalardan söz ederek, Başkent Üniversitesi’ni ve Prof. Dr. Haberal’ı tebrik etti.
Türkçemizi bir bayrak olarak görüyoruz
Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Prof. Dr. Mehmet Haberal, yine etkileyici bir dille şu mesajları verdi:
“Hep söylerim, ne mutlu ki ülkemiz var. Bir milleti millet yapan dildir. Dil, milletin kültürünün temelidir. Bir milletin gerçek yurdu, onun dilidir. Ulusal dilimiz yok olursa, ulusal duygular da zamanla erozyona uğrar. Dili korumakla vatanı korumak eşdeğerdir. Çünkü dil, vatan kadar, tarih kadar, bayrak kadar azizdir. Dil olmayınca millet olmaz. Dil, devletin şahsiyetidir. Biz kendi dilimize sahip çıkmazsak, başkaları da sahip çıkmaz. Türkçemizi bir bayrak olarak görüyoruz.”