Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı, evinde su borusu ile intihar ettiğinden şüphelenilen Tuğba Açıkgöz’ün ölümüyle ilgili açıklama yaptı.
Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Tuğba Açıkgöz’ün ası suretiyle ölümü olayı ile ilgili olarak yürütülen soruşturma kapsamında, cesedin bulunduğu evde, Cumhuriyet savcısı ve olay yeri inceme ekibi, gerekli çalışmaları yapmış, delil niteliği taşıyan eşyalara el konulmuştur. Ceset üzerinde, Cumhuriyet savcısı ve adli tabip ile birlikte yapılan ölü muayenesi sırasında, vücutta her hangi bir darp cebir izine rastlanılmadığı tutanağa geçirilmiş ve herhangi bir kırıktan bahsedilmemiştir.
Ceset, klasik otopsi yapılmak ve ölüm anı ile nedeninin tespiti için, Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığına gönderilmiş olup, rapor dönüşü beklenilmektedir. Olayın aydınlatılması için tüm delillerin toplanmasına azami gayret gösterilmekle; soruşturma tüm yönleriyle titizlikle yürütülmeye devam etmektedir.”
Ölümü resmi kayıtlara “intihar” olarak geçen ve Çankırı Merkezde özel bir eğitim kurumunda öğretmenlik yapan Tuğba Açıkgöz’ün ölümünün ardından ortaya atılan iddialar üzerine arkadaşı M. M.´ye çevrildi.
M.M. ilk ifadesinde “HERHANGİ BİR TARTIŞMA YAŞAMADIK” dedi.
İnşaat şirketi sahibi Mesut M.´nin alınan ifadesi ortaya çıktı. 10 Ocak günü vatani görevini yaptığı birliğinden terhis olup, Çankırı´ya geldiğini anlatan Mesut M. ifadesinde şunları söyledi:
“Tuğba’yla 5 ay kadar önce tanıştım. Kendisi kız arkadaşımdı, gönül ilişkim vardı. Sürekli kendisini aramadığımdan ve ilgisiz davrandığımdan şikayet ederdi, ufak tefek tartışmalar yaşardık. Askerden 10 Ocak günü geldim. Ben askerdeyken de telefonla arar, konuşurduk. Askerden geldiğimde beni evine davet etti. Yemek yedik, sohbet ettik. Herhangi bir tartışma yaşamadık. Ertesi sabah erkenden çıktım. Öğleden sonra kendisini alıp, öğretmen evine yemeğe gittik. Akşam kendisini eve bıraktım. Saat 22.30 sıralarında tekrar evine gittim. Yine sohbet ettik. Sonra kendi evime döndüm. Bir gün sonra da görüştük.
Tüm bu günlerde herhangi bir sorun ve tartışma yaşamadık. 13 Ocak günü öğle saatlerine doğru mesaj attı, ‘Acil beni ara aşkım’ diye. Hemen kendisini aradım, ‘Ne oldu?’ diye sorduğumda ‘Beni Orta ilçesine götürmen lazım acil’ dedi.
“PANİK HALİNDEYDİ”
İfadesinin devamında işi olduğu için aracını verebileceğini söylediğini kaydeden Mesut M., şöyle devam etti:
“Buluşup aracı verdim. ‘Neden gidiyorsun’ dediğimde ise ‘Ankara´dan müfettişler gelmiş. Bütün ziraat odalarını geziyorlar. Benim orada olmam lazım’ dedi. Panik halindeydi. Detay da vermedi. Daha sonra araçla ayrıldı. Tek başına gitti. Akşam 17:00 sıralarında gelip, beni aldı. Evime gittik. Anneme ders çalıştırdı. Sonra onun evine gittik. Sanırım saat 20:00 sıralarıydı. Saat 23:30 sıralarında telefonla konuştuk. Beni davet etti. Ben de gittim. 10-15 dakika kaldım, sonra da evime gittim. Bu sürede de herhangi bir tartışmamız olmadı.
“BANA TELEFONUN ŞİFRELERİNİ GÖNDERDİ”
Aynı gece Tuğba Açıkgöz’ün kendisine, “Uyudun mu seni seviyorum. Sabah uyanamazsam beni uyandır” şeklinde cep telefonu mesajı yolladığını bildiren Mesut M. şunları kaydetti:
“Ben de `tamam uyandırırım´ dedim. Uyuyacağım sırada da telefonunun tuş kilidi ve pin kodunun şifrelerini mesaj olarak gönderdi. ‘Bu sende dursun’ dedi. ‘Ne alaka?’ diye sorduğumda da ‘Ben unutuyorum lazım olur’ dedi. Sonrasında uyudum.
Olay sabahı bir yakınımı Ankara Esenboğa Havalimanı´na bırakmak için evden çıktım. Sabahtan öğlene kadar defalarca telefonla aradım. Ancak Tuğba telefonlarımı açmadı. Ben de yeğenim F.Z.´yi arayıp, evine gidip bakmasını söyledim. Bir süre sonra yeğenim beni arayarak, kapının kapalı olduğunu, içeriden ses gelmediğini, çilingir çağırdığını söyledi. Yaklaşık 10 dakika sonra yeğenim beni tekrar aradı. ‘Tuğba abla kendini asmış’ dedi. Kendimi kaybettim. Aracı park ettim ve yoldan geçen bir aracı durdurup, durumu anlattım. Beni Çankırı´ya bırakmasını söyledim. O kişi beni getirdiğinde kapıda polisleri gördüm. Tuğba’nın bildiğim kadarıyla herhangi bir sıkıntısı ve sorunu yoktu.”
“ERKEK ARKADAŞI İLE BAZI PROBLEMLERİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ”
İfadesine başvurulan Tuğba Açıkgöz´ün kız arkadaşı T.K. ise, şu ifadeleri kullandı:
“Tuğba’yı geçen seneden tanırım. Aynı dershaneye gitmiştik. Samimi arkadaştık. En son 9 Ocak günü görüştük. Bana, erkek arkadaşı Mesut M. ile bazı problemleri olduğunu söyledi. Genel durumu iyi görünüyordu. 10 Ocak günü beni tekrar aradı. Erkek arkadaşıyla durumunun düzeldiğini söyledi. En son 13 Ocak sabahı konuştuk. Gayet iyiydi, herhangi bir sorunu yoktu.
Tuğba Açıkgöz’ün yakınlarının olaydan hemen sonra evde asılı bulunduğu su borusu ve odadan çektiği görüntüler ortaya çıktı. Görüntüde, Açıkgöz’ün asılı bulunduğu su borusu ve altına koyduğu kovayı gösteren bir yakını, “Buranın yüksekliği 2 metre ya var ya yok. Elini kaldırmasına bile gerek yok. Altına kovayı koyunca Tuğba’nın kafası su borusuna değer” dedi. Görüntüyü çeken kişi ise, “Tuğba ablamın da boyu uzundu” diye konuştu.
O GECE SES DUYMADIK
Bu arada Tuğba Açıkgöz’ün oturduğu apartmandaki komşularından Ayten Mutlu, olay günü yakınlarının eve gelip, Tuğba’ya seslendiklerini söyleyerek, “Sonra apartmanın içine girip kapıyı çaldılar. ‘Telefon sesi geliyor evden’ dediler. Çilingir geldi kapıyı açtı, olayla karşılaştılar. Pazartesi günü kız Orta’ya gitmiş, sonra geri gelmiş. Salı günü de bu olayla karşılaştık. Tuğba öğretmen hanım bir kızdı. İşe giderken sesini duyuyorduk. Biz o gece bir ses duymadık” dedi.
ANNE NAZLI AÇIKGÖZ: KONUŞTUĞU KİŞİDEN TEHDİT ALIYORMUŞ
Anne Nazlı Açıkgöz ise kızının olaydan 1 gün önce yanlarına geldiğini, sonra yüzünü cenazesini yıkarken gördüğünü anlatarak şöyle konuşmuştu:
“Baktım yüzü bembeyaz, simsiyah kaşlar. Kızımı kendi ellerimle yıkadım. Yüzünde morluk, kalçasında morluk, vücudunda 3 yerinde morluk vardı. Boynunun arkası kırılmış, yüzünde çizik vardı. Parmakları kırık. Kızımı sevdim, ben sevdim kızım güldü, ben sevdim kızım güldü. Kızımın arkadaşları konuşurken duydum. Konuştuğu kişiden tehdit alıyormuş, mesajlar atıyormuş. Arkadaşlarına ‘benden olayı gizlemeyin’ dedim.
Kızımın konuştuğu çocuk, Tuğba’ya ‘sen ölmeyi hak ediyorsun, sen öleceksin, sen yalnız evde öleceksin’ diye mesajlar atmış. Arkadaşına söyledim ‘bu mesajları polise göstereceksiniz’ diye. Şikayetçi olduk. Ben de ifade verdim. Benim kızım kendini asla asmaz, asla intihar etmez, asla öyle biri değil. 3 tane üniversite okudu, çok çalıştı, aklı başında biriydi. Gülücük saçan hayırsever bir yavrumdu. Kim yaptıysa cezalandırılmasını istiyorum. Ben yandım Allah’ım da onları yaksın.