Enerjide Bağımsızlık Adımı: Karadeniz Gazı

Yeraltı kaynakları bakımından zengin olan Türkiye, uzun yıllar kendi yeraltı kaynaklarını çıkarma, işleme ve kullanıma sunma açısından zorluklar yaşamış, sahip olduğu enerji potansiyelinden faydalanamamıştır.

AK Parti iktidarı boyunca bu bağımlılığın etkilerini azaltacak projelere öncelik verilerek Türkiye’nin enerji sektöründe güçlü bir ülke olması için çeşitli kaynaklar seferber edilmiştir.

Türkiye artan enerji talebini sorunsuz karşılayabilmek adına arz güvenliğini ve enerji altyapısını güçlendirecek birçok faaliyette bulunmaktadır.

Hâlihazırda devam eden proje ve çalışmalarla faaliyetlerine hız kesmeden devam eden Türkiye, yenilenebilir enerjinin payını artırmak için kurulan üretim tesislerinden inşası devam eden nükleer enerji santraline kadar tüm alt kollarda yerli ve milli enerjiyi öncelemeyi sürdürmektedir.

Benzer şekilde Türkiye, doğal gaz özelinde de büyük projelere öncülük etmekte; Türk Akım projesiyle Balkanlar’a, TANAP projesi üzerinden de Avrupa’ya gaz sevkiyatı yapmaktadır.

LNG yatırımları ve gaz depolama tesisleri ile arz güvenliğinin temin edilmesinin yanı sıra enerji ticaretine de katkılar sunulmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştiren Türkiye, kendi gemileriyle yürüttüğü hidrokarbon arama faaliyetleri kapsamında küresel anlamda büyük bir belirsizliğin yaşandığı enerji sektöründe kendi arz ve güvenliğini sağlamaya yönelik güçlü adımlar atmaktadır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Amacımız, ülkemizi en kısa sürede doğal gaz referans fiyatının oluştuğu küresel bir merkez haline dönüştürmektir.” diyerek Türkiye’nin bu konudaki niyetini ortaya koymuştur.

İlk Sondaj 21 Ağustos 2020
Karadeniz’deki arama faaliyetleri kapsamında 21 Ağustos 2020’de Türkiye’nin ilk yerli sondaj gemisi olan Fatih, Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’ndaki Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküp doğal gaz keşfi gerçekleştirmiş, bu keşif Türkiye’nin tarihindeki en büyük gaz keşfi olarak kayıtlara geçmiştir. 17 Ekim 2020’de Tuna-1 kuyusunda saptanan yeni 85 milyar metreküp ile toplam rezerv miktarı 405 milyar metreküpe, sonrasında Amasra-1 kuyusundaki 135 milyar metreküplük keşfin
ardından ise toplam rezerv 540 milyar metreküpe ulaşmıştır.

Daha sonra ise Çaycuma-1 kuyusunda keşfedilen 58 milyar metreküp ile revize edilen rakamlarla birlikte toplam rezerv Aralık 2022 itibariyle 710 milyar metreküpe, toplam ekonomik değer ise 1 trilyon dolara ulaşmıştır.

Arama faaliyetleri devam ederken bir taraftan da keşfedilen gazı karaya ulaştırmak için olağanüstü düzeyde emek sarf edilmiştir. Bu kapsamda 14 Haziran 2022 tarihinde yerli doğal gazı karaya ulaştıracak boruları denize indirme töreni gerçekleştirilmiş, o günden bu yana 10 bini aşkın personel ve 50 geminin geceli gündüzlü çalışmasıyla 20 Nisan 2023 tarihinde Karadeniz Doğal Gazı, karaya ulaştırmıştır.

Karadeniz Doğal Gazı Devreye Alma Töreni’nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu mutluluk verici gelişmenin üzerine “1 yıl boyunca evlerdeki mutfak ve sıcak su tüketimi için gereken doğal gazın ücretsiz olacağının, ayrıca önümüzdeki 1 aylık süreçte konutlarda ısınma dahil tüm doğal gaz tüketiminden ücret alınmayacağının” müjdesini vatandaşlarla paylaşmıştır.

Bütün bu gelişmeler, cari dengede büyük paya sahip olan fosil yakıtların ithalatçısı olan Türkiye’nin, uzun yıllardır büyük meblağlarda döviz kaybı yaşadığı enerjide, ayaklarına vurulan prangadan kurtulma mücadelesinin bir göstergesidir. Türkiye “Bağımsız Enerji, Güçlü Türkiye” ilkesiyle hem enerji emtialarındaki dışa bağımlılığı azaltmak, hem de vatandaşlarını küresel boyutta yaşanan enerji krizinden korumak için büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdürmektedir. Bir başka deyişle, Türkiye 21 yıla sığdırılan asırlık işlere harcanan emeklerin meyvelerini toplamaya başlayarak enerjide bir üst lige çıkacak yeni bir döneme girmenin arefesindedir.

Gerçekleştirilen bu projeler sayesinde Türkiye, her alanda olduğu gibi enerjide de bağımsızlığını elde etmek için çalışmaya devam edecektir denildi.