Gazze’de çocuk olmak, oyun oynamak yerine hayatta kalmaya çalışmak demek. Onlar da dünyanın dört bir yanındaki yaşıtları gibi sadece derslerine odaklanmak, güvenle sokağa çıkmak, kahkahalarla oyunlar oynamak istiyor.
Ama gerçek, yıkılmış binaların gölgesinde; sesi duyulmayan çığlıklarla ve göz ardı edilen hayallerle dolu. Tüm bu karanlığın ortasında yine de umutlarından vazgeçmiyorlar. Her gün, savaşın son bulmasını, okul sıralarına geri dönmeyi, özgürce sokaklara koşmayı düşlüyorlar.
“Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü” yalnızca bir takvim yaprağındaki tarih değil; Gazze’de her gün yaşanan acının, görmezden gelinen çocukluğun sesi olmalı. Bu çocuklar bir gün değil, her gün hatırlanmalı.
BAYRAM DEĞİL, HAYATTA KALMA MÜCADELESİ YAŞANIYOR
Gazze'de çocuklar bu yıl da bayrama değil, hayatta kalabilecekleri bir yarına uyanma umuduyla giriyor. Evlerini, sevdiklerini, sağlıklarını ve bayram sevincini kaybeden Gazzeli çocuklar için artık bayram; sadece bir takvim günü, acının daha da derinleştiği bir zaman dilimi.
Bayramın yaklaşmasıyla birlikte bölgede yaşanan dram daha da görünür hale geliyor. İsrail’in aralıksız süren bombardımanları, ekonomik altyapının yerle bir edilmesi ve insani yardımların engellenmesiyle birlikte bayram, kutlamadan çok bir hayatta kalma savaşına dönüşmüş durumda.
Çocuklar, saldırıların en sevdiklerini ellerinden almasıyla birlikte bayramın anlamını kaybettiğini söylüyor. Günlerini korku içinde geçirdiklerini anlatan çocuklar, patlama sesleriyle uyanıyor, aç karna uyuyor. En temel hakları olan yaşam, eğitim, oyun ve güvenlik ellerinden alınmış durumda.
"NE SEVİNÇ KALDI, NE DE ZİYARET EDECEK BİRİLERİ"
İsrail’in 2 Mart’tan bu yana yardımların girişini engellemesiyle Gazze'de benzeri görülmemiş bir kıtlık yaşanıyor. Geceleri açlıkla ve bombardıman korkusuyla geçiren çocuklar, bayramın gelişini hissedemediklerini dile getiriyor.
Filistinli 11 yaşındaki Ritac Şamiye, “Bayramı hissetmiyorum. Ne yeni kıyafetimiz var, ne de paramız. Yüzümüzdeki ifadeler bile değişti. Açlık ve hastalık yüzünden çocuklar tanınmaz halde” diyor.
"KİMİ ZİYARET EDECEĞİZ, HEPSİ ŞHİT OLDU"
Cibaliya’dan 16 yaşındaki Farah Mukbil, birkaç gün önce ailesiyle birlikte evini terk etmek zorunda kaldı. Soykırım başladığından beri bayramın sadece kâğıt üzerinde kaldığını anlatan Mukbil, “Eskiden bayramda dedemin ailesini ziyaret ederdik. Şimdi hepsi şehit. Kimi ziyaret edeceğiz?” diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi.
“Kurban Bayramı açlık, korku ve ölümle birlikte geliyor. Her gece bombardıman, her sabah kan haberleriyle uyanıyoruz” diyen Farah, bu bayramın barışla değil, karanlıkla çevrili olduğunu belirtti. Umudu ise hâlâ diri: Gelecek bayramın ateşkesle gelmesini, göçlerin sona ermesini ve sessiz kalan Arap dünyasının sesini yükseltmesini diliyor.
"BAYRAMDAN GERİYE BİR ŞEY KALMADI"
Bir diğer çocuk, Adil Mukbil ise son bir buçuk yılını kaybettiğini söylüyor. “Bayram yaklaşıyor ama hissedemiyoruz. Kurbanlık yok, yeni elbiseler yok. Bayramın neşesini özledim” diyor.
Her gün korkuyla uyandığını, çoğu günü aç geçirdiğini anlatan Mukbil, “Un bile bulamıyoruz. Aç karnına uyuyorum” sözleriyle durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. İsrail’in saldırılarıyla yalnızca fiziksel değil, duygusal bir kuşatma altında olduklarını vurguluyor.
BAYRAM SEVİNCİNDEN EĞİTİME KADAR HER ŞEY ELLERİNDEN ALINDI
Mukbil, çocukların oyun oynama, okula gitme ve öğrenme hakkının yok sayıldığını belirtiyor. “İsrail sadece evimizi değil, hayallerimizi de yıktı. Bayramı da elimizden aldı” diyor. Bir sonraki bayramda, top sesleri değil, çocuk kahkahalarının duyulmasını istiyor.
Temel ihtiyaçlara erişimin neredeyse tamamen durduğu Gazze’de, çocuklar artık yiyecek, temiz su, hatta nefes alacak güvenli bir alan bile bulamıyor. Tükettikleri suyun bile tuzlu olduğunu söyleyen çocuklar, sadece açlıkla değil, çaresizlikle de savaşıyor.
ÇOCUKLAR, AÇLIKLA YAŞAMINI YİTİRİYOR
Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana en az 60 çocuk yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetti. Bu sayı, yardımın ulaşamadığı ve krizin derinleştiği her gün artıyor.
BM: "AÇLIK, BİLİNÇLİ BİR SİLAHA DÖNÜŞTÜ"
Birleşmiş Milletler Gıda Hakkı Özel Raportörü Michael Fakhri, 27 Mayıs’ta yaptığı açıklamada İsrail’in Gazze’de açlığı bir savaş silahı olarak kullandığını söyledi. Fakhri, Gazze’nin “aç bırakmanın en tehlikeli aşamasına” sürüklendiğini belirterek yaşananları “soykırım, aç bırakma, insanlığa karşı işlenen bir suç” olarak tanımladı.
