Memur-Sen’e bağlı olarak faaliyet yürüten Eğitim-Bir-Sen, Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi’nde 2. Bölge Toplantısı Eğitim Programı’nı düzenledi. İstanbul, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ’dan genel başkan yardımcıları, şube başkanları ve çok sayıda sendika üyesinin buluştuğu toplantıya, Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da katıldı. Toplantıda, istihdam türünden kaynaklı sorunlar, yönetici atama yönetmeliği, serbest kıyafet eylemi, öğretmenlerin mesleki gelişimi ve motivasyonları gibi başlıklar konu edildi.
“MİLLETİMİZE BORCUMUZ VAR”
Kavgada rekabet değil, rekabet zemininde hizmet etme yaklaşımıyla hareket ettiklerini belirten Ali Yalçın, “Türkiye’nin en büyük emek hareketi etiketini üzerimizde taşıyoruz. Hiçbir zaman şiddet ve anarşiden medet ummadık. Ne kaldırımlarla ne de esnafın camıyla sorunumuz oldu. Her zaman bu milletin kendisi olarak kendimizi gördük. İşimiz millet, kendimiz millet, derdimiz millet diyerek yolculuğumuzu sürdürdük” ifadelerini kullandı.
Referandum paketine dahil edilen toplu sözleşme hakkını Memur-Sen’in omuzlayarak kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı gibi en önemli enstrümanı kazandırdığını ifade eden Yalçın, “Bunun mütemmimi grev hakkı, siyaset hakkıdır. Dolayısıyla kamu görevlileri olarak aldığımız mesafeyi önemli görüyoruz. Eğitim çalışanları olarak, öğretmen, öğretim üyesi, üniversite idari personeli, memuru, hizmetlisi, şube müdürü olarak meselemizi bir ve bütün görüyoruz. Bizim bir insani yükümlülüğümüz, bu millete borcumuz var. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bunlara ilişkin bizim ortaya koymamız gereken bir gayret var. Herkesin hayatında bir kahramanı vardır. Bu kahramanlar da çoğunlukla öğretmenlerdir. Hayatına dokunduğu çocuğun kahramanıdır. Bizim de hayatlarımızda kahramanlar var ve bizler de birilerinin hayatının kahramanı olmamız açısından organize çalışma yürütmek zorundayız” diye konuştu.
ÖĞRETMEN, EĞİTİM SİSTEMİNİN BEL KEMİĞİDİR
Yalçın, öğretmenin, eğitimin ve eğitim sisteminin belkemiği olduğunu vurgulayarak, “Sistem nasıl olursa olsun özne öğretmendir. Öğretmenlik bir kariyer mesleğidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması, öğretmenlik mesleğinin tüm boyutlarıyla ele alınıp kapsayıcı bir yasal düzenlemeye kavuşturulması artık ertelenemez bir noktaya gelmiştir. Mesleki standartlara kavuşmamış bir öğretmenlik sistemiyle eğitimde hedeflenen yerlere ulaşılması mümkün değildir. Sosyal paydaşların katılımıyla; kazanılmış hakların benimsendiği, öğretmenliğin kariyer, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak düzenlendiği, kadrolu-sözleşmeli-ücretli ayrımının bitirildiği, mahrumiyet bölgeleri için teşvik sisteminin getirildiği, liyakat ve ehliyet ilkesinin tesis edildiği, öğretmenlik mesleğinin değerinin ve saygınlığının tescil edildiği bir meslek kanunu sosyal taraflarla mutabakat sağlanarak ivedilikle çıkarılmalıdır. Biz sahadan edindiğimiz tecrübeyi de entelektüel kapasite ve birikimimizi de en iyiyi üretmek için paylaşmaya hazırız. Gelin, hep birlikte el ele verelim, öğretmenlik mesleğini bu büyük eksiklikten kurtaralım” değerlendirmesinde bulundu.
‘SENDİKACI’ OLUNMASINI ÖNEMSİYORUM
Kadın üyelerin sendikalı olmaktan ziyade, sendikacı olmasını son derece önemsediğini söyleyen Memur Sen ve Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, şöyle konuştu:
“Bu teşkilatın geleceği kadın ağırlığı üzerinden yürüyecek ve kadın varlığı üzerinden bu teşkilatlar yol alacak. 35 yaş altı üye kitlemize baktığımızda 100 binin üzerinde kadın, 50 bin civarında erkek var. Teşkilatımıza kadın elinin değmesi, kadınların emeğinin bizim emeğimizle birleşmesi bu teşkilatın geleceğini belirleyecektir.”
EMEKÇİLERİ KUCAKLAMAK YERİNE KUNDAKLIYORLAR
31 Mart yerel seçimlerinin ardından CHP’li ve HDP’li belediyelerin aldıkları yerlerde insanların ekmekleriyle oynandığını dile getiren Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önünde bu anlamda hatrı sayılır insan, hakkını almak için uğraşıyor. Ekmeğini kaybeden, ekmeği elinden alınan insanlar orada itirazını ve isyanını yükseltiyor. Bolu’dan 97 kişi atılmıştı, 19 kişi çadır kurdu ve orada bir direniş başlattı. 5-6 ay sürdü, Ankara’ya 200 kilometre yolu Bolu’dan yürüdüler ve biz bin 500 kişiyle onları karşıladık. Mücadele bu işin olmazsa olmaz noktasıdır. Bolu’dan Ankara’ya yürüyen 19 kişiydi, işten atılan 97 kişi. Gelinen nokta itibariyle işe çağırılan 19 kişi oldu. Emek mücadelesi diyenler emekçileri kucaklamak yerine bugün emekçileri kundaklıyorlar. Emek diyip, emekçi, işçi diyip bunun üzerinden sermaye üretenler, bunun üzerinden politika yapanlar şimdi onların hayatına kast ediyor, onların ekmeklerini elinden alıyorlar. Derman belediyeciliği diyenler, ferman belediyeciliği yapıyorlar. Baharlar gelecek diyenler, karakış getiriyorlar. Her mücadele eden kazanamayabilir ama kazananlar mutlaka mücadele ederler. Bu yüzden biz mücadeleye devam edeceğiz.”
Başkan Ali Yalçın, konuşmasının ardından şube başkanlarına sertifika dağıttı ve program toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.