Son istatistiklere göre Türkiye’de yılda yaklaşık 1,5 milyon doğum gerçekleşiyor ve bebeklerin yüzde 11’i prematüre olarak dünyaya gözlerini açıyor. Yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde tedavi ve bakımları gerçekleştirilen prematüre bebekler için “1. Ulusal Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi Hemşireliği Sempozyumu” gerçekleşti. İstinye Üniversitesi Hastanesi Bahçeşehir Liv Hospital’da gerçekleşen sempozyuma Türkiye’nin pek çok yerinden katılım oldu. Prematüre bebeklerin büyük bir çoğunluğunun yoğun bakım ünitelerinde yattığını belirten İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Uraş, “Prematüre bebeklerin yarısı bin 500 gramın altında olup yoğun bakım ünitelerine alınıyor ve tedavileri yapılıyor. Yoğun bakıma giren 23-24 haftalık bir bebek, yaklaşık yüzde 60-70 oranında yaşayabilme ihtimaline sahip. Prematüre bebeklerin taburcu olduktan sonra ilk bir yıl içerisinde hayatını kaybedebildikleri de gözlemleniyor bu yüzden adolesan yaş grubuna kadar takip edilmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.
PREMATÜRE DOĞUM HER YIL ARTIŞ GÖSTERİYOR
Prematürenin Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nurdan Uraş, “Şu anda yaklaşık yüzde 65 oranında bebek ölüm sebepleri de prematüre oluyor. Prematüre doğumun sebebi tam olarak bilinmiyor, hala sebebi bilinmeyen ve önlenemeyen bir durum. Annenin yaşamış olduğu bazı hastalıklar; annenin sigara kullanımı, annenin geçirmiş olduğu enfeksiyonlar, prematüre doğumu tetikliyor. Prematüre doğum sayısı da her yıl gitgide artış gösteriyor. Prematüreyi önlemeyle ilgili hem literatürde, hem ülkemizde, hem de yurtdışında pek çok çalışmalar mevcut ama ortak bir görüş birliğine henüz varılmış değil. Prematüre doğum, hala sebebi bilinmeyen, önlenemeyen ve öngörülemeyen bir sorun olarak giderek önemini korumakta” dedi.
“YÜZDE 70 YAŞAMA İHTİMALİ”
Yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin büyük bir kısmının prematüre bebeklerden oluştuğunu vurgulayan Prof. Dr. Uraş, bu bebeklerinin yaşam oranlarının giderek arttığını söyledi.
Uraş, “Gebelik haftası ne kadar azalırsa; doğum ağırlığı ne kadar düşük olursa bebeklerin yaşam oranları da giderek azalıyor ancak özellikle yeni doğan alanındaki son 20-30 yıldaki gelişmelerle birlikte bu bebeklerin yaşam kalitesi, yaşam oranlarının arttığı ve yaşam kalitelerinin yükselmeye başladığı görülüyor. Yoğun bakıma giren 23-24 haftalık bir bebek, yaklaşık yüzde 60-70 oranında artık yaşayabilme ihtimaline sahip ve taburcu olabiliyorlar. Bu bebekleri 32 haftanın altındaki bebekler olarak kabul edersek, yaşam oranları yine yüzde 70-80’lere kadar yükselmekte. Hasta taburcu olduktan sonra da bu bebeklerin bakımı çok önemli” ifadelerini kullandı.
“KONTROLLERİN OKUL ÇAĞINA KADAR YAPILMASI ŞART”
Prematüre bebeklerin taburcu olduktan sonra ilk bir yıl içerisinde hayatını kaybedebildiklerini söyleyen Prof. Dr. Uraş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Ani bebek ölümü sendromu bu bebeklerde çok olabiliyor. Prematüre bebeklerin yaşam kalite oranlarının artmasıyla birlikte, yaşam kalitesini arttırmak da bizim hedefimiz. Bunların bedensel ve zihinsel engelli olmaması, topluma sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için de gene taburculuk sonrası bakım süreçlerini de devam ettirmek gerekiyor. Prematüre bebeklerin adolesan yaş grubuna kadar takip edilmeleri gerekiyor. Özellikle bu bebeklerin rutin takiplerini ilkokul çağına kadar devam ettiriyoruz çünkü okul yaş döneminde dikkat eksikliği ve hiperaktivite, bedensel veya zihinsel problemler, diğer sorunlar yaşanabilir. İşitsel, görsel problemler, körlük gibi sorunlar da görülüyor. Bu yüzden bu bebeklerin takibi adolesan yaş grubuna kadar devam etmeli.”
PÜF NOKTA: ÇOK İYİ GÖZLEM, AZ TEMAS
Hastanenin hasta bakım hizmetleri müdürü Şenay Gelir ise, yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde bakanlık kriterlerinin esas alındığına dikkat çekti.
Prematüre bebeklerle ilgili hekimlerin, hemşirelerin ve ailenin çok iyi takım çalışması yapması ve ailelerin sabırlı olması gerektiğini söyleyen Gelir, “Üniteler, izolasyon odası olan, kendi de izole, dışarıyla temas etmeyen, tüm enfeksiyon kurallarının uygulandığı, tanımlanmış çok özel ünitelerdir. Enfeksiyon riski çok kritik bir durum. Bakımdaki en önemli ve en kritik nokta ise; çok iyi gözlem, kanıta dayalı hemşirelik ve az temastır” ifadelerini kullandı.