Yerli otomobil dünyayı salladı, Almanlar kudurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle tanıtılan yerli otomobil, dünyayı salladı. Yerli otomobil Twitter’ın “World Wide” (Dünya çapında) kategorisinde “#Yerlioto” hashtag’i ile saatlerce birinci sırada yer aldı. Yerli otomobilin tanıtıldığı sırada Alman sitesi ise skandal bir haber servis etti.
Yerli otomobil dünyayı salladı, Almanlar kudurdu. Herkesin büyük bir heyecanla beklediği yerli otomobil, sosyal medya mecralarını da salladı.
Twitter‘ın “World Wide” (Dünya çapında) kategorisinde “#Yerlioto” hashtag’i ile saatlerce birinci sırada yer aldı.
ALMANLAR “YERLİ OTOMOBİL” SKANDALI
Almanya’nın önemli haber sitelerinden Deutsche Welle’nın Türkçe servisi, uzmanların görüşüne yer verdiği bir haberinde, Türkiye’nin yerli otomobilinin dünya pazarlarında dikkat çekecek bir marka olmayacağını iddia etti.
Cumhurbaşkanımız @RTErdogan Türkiye’nin Otomobili Tanıtım Toplantısı’nda konuştu.
”Türkiye, önümüzdeki dönemin yükselen değeri, attığı adımlar merakla takip edilen ülkesi olacaktır. Kendimize inandığımızda, kendimize güvendiğimizde aşamayacağımız engel bulunmuyor.”
Konuşmasına, “Bugün ülkemiz için tarihi bir güne, Türkiye’nin 60 yıllık rüyasının gerçeğe dönüşmesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.” diye başlayan Erdoğan, yıllardır Türkiye’nin kendi otomobilini üretmesi gerektiğini, montajcılıktan çok daha iyisine layık olunduğunu hep dile getirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi 350 bini bile bulmayan otomotiv üretim potansiyelinden, 1,5 milyonun üzerinde bir otomotiv üretim seviyesine çıkardıklarını belirtti.
Bu sektördeki ihracatın 32 milyar dolara ulaştığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ama maalesef kendi otomobilimizi üretme çabalarımızdan uzun süre netice alamadık. Bu konuda birçok adım attık, girişimde bulunduk. Bizim hayalimiz, tüm hakları ülkemize ait olan, tasarımcılarımızın ve mühendislerimizin emekleriyle yoğrulan, milli teknolojilerle üretilen, dünyaya adımızı duyuracak bir otomobile sahip olmaktı. Bunun için de bir babayiğit arıyorduk. Nihayetinde milletimizin bu hayaline gönül veren, elini taşın altına koyan babayiğitler ortaya çıktı ve Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nu kurdu. Kendilerine şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. Sadece işine odaklanmış profesyonel bir ekip kurup çalışmalarını bugünlere getirdiler. Bu iş için 100’ün üzerinde Türk mühendis gecesini gündüzüne kattı, evinden, çoluğundan, çocuğundan ayrı kalma pahasına çalıştı, çabaladı. Bunların bir kısmı da yurt dışındaki prestijli işlerini bırakıp sırf bu projede yer almak için büyük bir heyecanla vatanlarına dönen arkadaşlarımızdan oluşuyor ki CEO’muz böyle bir arkadaşımız. Kendisine özellikle teşekkür ediyorum.”
“Yaklaşık 60 yıldır bu hayalin peşinde koştuk”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu süreçte sessiz ama derinden gidildiğini ifade ederek, “İşte bugün ön gösterim araçlarını tam da 2 sene önce söz verdiğimiz gibi ilk kez sizlerle paylaşıyoruz.” dedi.
Bu vesileyle Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere projede emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin yerli ve milli otomobil arayışı malum yeni değil, yaklaşık 60 yıldır bu hayalin peşinde koştuk. İlk yerli otomobil denemesi olan ‘Devrim’in hikayesi aynı zamanda bize hayallerimizin nasıl kabusa dönüştürüldüğünün de örneğidir. İşte dışarıda ‘Devrim’ otomobilini gördük. Daha önce uçak yapan, motor geliştiren, silah üreten müteşebbislerimizin başına ne gelmişse ‘Devrim’ otomobilinin başına da aynısı gelmiştir. Kimin adına çalıştığı, kimin sesi olduğu, kimin çıkarını koruduğu artık gün gibi aşikar olan birileri çıkıp diğer projeler gibi bunun da hem psikolojik hem de fiili olarak sabote edildiğini görüyoruz. Kayseri’deki uçak fabrikasına sipariş verilmesine, dışarıdan alınan siparişlerin de ihraç edilmesine engel olan zihniyet bugün de unutmayalım yine faaliyetteler, çalışıyorlar. Zor şartlarda kurduğu silah fabrikasında hayranlıkla takip edilen üretimler yapan kişiyi fabrikasıyla beraber havaya uçuranların amacının ne olduğunu zaman içinde hep birlikte gördük. Türkiye’nin kendi motorunu üretmesi için canlarını dişlerine takarak çalışanların emeklerini zayi edenler, aynı kafayla bugün de bizim karşımıza dikiliyor.”
“Kaybettiğimiz 65 yılın hesabını sormayı da milletimize bırakıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devrim otomobili için harekete geçildiğinde “Türkler otomobil üretemez” diye bir kampanya başlatıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“İşin ilginç yanı dönemin Sanayi Bakanını da bu kampanyaya katılmış olmasıdır. Yerli otomobilin hem teknolojik olarak üretilemeyeceğini hem de yeterli pazarı olmadığını söyleyenler birkaç yıl sonra Batılı firmaların ülkemizde kurdukları otomobil fabrikalarını alkışlayarak karşılamışlardır. Nerelerden geçmişiz. Halbuki tam da otomobil piyasasının canlanmaya başladığı bir dönemde bu teşebbüs başarıyla hayata geçirilebilseydi bugün Türkiye bambaşka yerde olurdu. Daha önceki uçak, silah, motor projelerinin sürdürülmesi halinde de bugün bambaşka bir yerde bulunacaktık. Gümüş motor teşebbüsünden 65 yıl sonra hala motorumuzu kendim üretemiyor olmanın sancılarını çekiyoruz. Bu vesileyle ülkemizin ilk motor fabrikası teşebbüsünü başlatan, sanayileşme fikrinin yılmaz savunucusu Necmettin Erbakan hocamızı da rahmetle, minnetle yad ediyorum. İnşallah farklı kurumlarımız nezdinde başlattığımız projelerimiz sonuçlandığında birkaç yıl içinde her türlü ihtiyacımızı karşılayacak şekilde motor meselesini de kökten çözmüş olacağız. Kaybettiğimiz 65 yılın hesabını sormayı da milletimize bırakıyoruz. Size bırakıyoruz.”
“Devrin otomobilinin önünü inşallah kesemeyecekler”
Devrim otomobilinin benzini olmadığı için yolda kalmasını projeyi boğma kampanyasına çevirenlerin, Türkiye’nin otomobili için de aynı şeyi yapmaya çalışacağını dile getiren Erdoğan, “Ama bu kez izin vermeyeceğiz. Devrim otomobilinin önünü kesmeyi başardılar ama şimdi yaptığımız devrin otomobilinin önünü inşallah kesemeyecekler.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugünkü noktaya gelebilmesi için 17 yıldır ter döküldüğünü, mücadele edildiğini belirterek, “Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 950 milyar dolarlara kadar yükselterek, 4 kat artırdık. Her ne kadar son yıllarda dolar bazında bir miktar düşüş yaşanmışsa da inşallah en kısa sürede trilyon dolar rakamını aşarak hak ettiğimiz yere geleceğiz. İhracatımızı 36 milyar dolardan 170 milyar dolara yükselterek, 5 kat ileriye taşıdık. İstihdamda 9 milyona yakın bir artış sağladık.” ifadelerini kullandı.
Asgari ücret meselesi
Erdoğan, dün 2 bin 325 lira olarak açıklanan 2020 yılı asgari ücret miktarının hayırlı olmasını dileyerek, şöyle devam etti:
Almanya Başbakanı Merkel ocakta Türkiye’ye geliyor Almanya Başbakanı Merkel ocakta Türkiye’ye geliyor
“Şimdi bunun üzerinde de spekülasyonlar yapıyorlar. Biz işbaşına gelirken bir söz verdik. Ne dedik? ‘İşçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz.’ dedik. Bu ne demektir? Biz hiçbir zaman enflasyonun altına bir asgari ücret belirlemeyeceğiz, hep üstüne bunu belirleyeceğiz. Şimdi de aynı şekilde bunu enflasyonun 3-4 puan üstünde belirlemek suretiyle yola devam ettik. Öyle bir kampanya sürdürüyorlar ki ‘Bu fabrikalar çalışmasın, biz istediğimiz gibi de asgari ücreti vesaireyi belirleyelim.’ Bu çark dönecek arkadaş. Bu çarkın dönmesi için de hesabı, kitabı ona göre yapacağız. Bizim sözümüz ne? ‘Asgari ücrete işçimizi ezdirmeyeceğiz.’ Ezdirmedik bugüne kadar ve bundan sonra da ezdirmemekte kararlıyız. Enflasyonun 3 puan üzerinde yüzde 15 olarak yapılan bu artış sonunda asgari ücret 2002’ye göre reel olarak yüzde 154 düzeyinde yükselmiş bulunuyor.”
“Dünyadaki başarılı örneklerden bir benzerini ülkemizde kurmuş bulunuyoruz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ulaşım altyapısına yapılan yatırımlarla Türkiye’nin çağ atladığını belirterek, “Bunun en güzel örneklerinden biri, Türkiye’nin yüz akı projelerinden Osmangazi Köprüsü. Bunlar, bundan da rahatsız oldular. Niye? Bunlar sandalla karşıdan karşıya geçmeye alışmışlar. Biz, körfezi dolaşarak değil, daha kestirme köprülerimizi yapalım, buralardan süratle ta İzmir’e ulaşalım. Daha pek çok mega projeyle yolları, köprüleri, havalimanlarını vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.” dedi.
Yatırımlarla güçlü bir bilim ve teknoloji iklimi tesis edildiğine işaret eden Erdoğan, şu bilgileri verdi:
“Bugün 207 üniversitemiz, 1572 araştırma geliştirme ve tasarım merkezimiz, 85 teknoloji geliştirme bölgemiz, bu altyapı etrafında çalışan 112 bin araştırmacımız var. Bilişim Vadimiz ile işte bu sisteme yeni ve çok güçlü bir aktörü daha dahil ediyoruz. Böylece dünyadaki başarılı örneklerden bir benzerini ülkemizde kurmuş bulunuyoruz. Burası Milli Teknoloji Hamlemizi, ulusal ve uluslararası düzeyde temsil edecek bir yerdir. Bilişim Vadisi 3 milyon metrekarenin üzerinde bir alanda kurulan, yaklaşık 200 bin metrekare kapalı bölümüyle ülkemizin en büyük teknoloji geliştirme merkezidir. Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıları diğer alanlara da taşıma gayesiyle kurduğumuz bu vadiyle yarının Türkiye’sini daha sağlam temellere oturtmayı hedefliyoruz.”
“170 bini aşan yazılımcı sayımızı, hızla 500 binin üzerine çıkaracağız”
Yeni teknolojilerin en verimli ve en önemli bileşenin yazılımlar olduğunun altını çizen Erdoğan, katılımcılara şöyle seslendi:
“Yazılımda bir sıçramayı burada yaşayacağız. Bunun için 170 bini aşan yazılımcı sayımızı, hızla 500 binin üzerine çıkaracağız. Çocuklarımıza yazılım geliştirme yetkinliği kazandırmak için eğitim öğretim faaliyetlerini daha da artıracağız. Bilişim Vadimiz, açacağımız yeni nesil yazılım okullarından birine de aynı zamanda ev sahipliği yapacak. Teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarımızla birlikte çalışıyoruz. Bilişim Vadisi, Açık Kaynak Platformu’nun da aynı zamanda merkezi olacak. İşte tüm bu avantajlarından dolayı Bilişim Vadisi, Türkiye’nin Otomobili Projesi’ne de ev sahipliği yapıyor. Otomobilimizin fiziken üretileceği fabrika ise bu endüstrinin kalbinin attığı Bursa’da olacak. Merak ediyorsunuz, ‘Bursa’da neresi olacak?’ diye. Onun da müjdesini vereyim. Gemlik’te Silahlı Kuvvetlerimize ait olan büyükçe bir yerimiz var. Yaklaşık 4 milyon metrekarelik bu alanın inşallah şu anda takribi 1 milyon metrekaresini buraya tahsis edeceğiz ve süratle de inşallah fabrikamızın orada yapımına başlayacağız. Bu yatırımın Gemlik, Bursa’ya hayırlı olmasını diliyorum.”
“2022 yılında Türkiye’de tüm şarj altyapımız da hazır olacak”
Erdoğan, fikri ve sınai hakları Türkiye’ye ait olan araçla birlikte dünyanın rekabetçi bir Türk markasıyla tanışmış olacağını söyledi.
Bu markaya ilişkin tüm stratejik kararların Türkiye tarafından alındığını, fikirlerin Türk mühendisleri tarafından hayata geçirildiğini ifade eden Erdoğan, “Atılan adımlar için kimseden lisans ve icazet almıyor, her türlü teknik özelliği kendimiz belirliyoruz. Başka bir ifadeyle oyunun kurallarını artık biz koyuyoruz. Suriye’de biz koyuyoruz. Libya-Türkiye arasında biz koyuyoruz. Silahlı, özellikle savunma sanayisinde biz koyuyoruz. Şimdi burada da yine biz koyuyoruz.” diye konuştu.
Dünya otomotiv sanayisinin yeni bir yol ayrımında olduğunu, yaşanan değişimlerin takip edildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Elektrikli otonom ve ağ bağlantılı teknolojilerin liderliğinde yeni üretim modelleri ortaya çıkıyor. Şu an bu yarışta herkes eşit şartlarda. İhracatı 32 milyar doları bulan otomotiv sektörümüzü bu değişime adapte etmek zorundayız. Ağırdan alamayız. Hızla bunu yakalayacağız. Yapay zeka her alanda olduğu gibi otomobillerde de giderek öne çıkıyor. Sanayimizi tüm unsurlarıyla bir sonraki çağa şimdiden hazırlamak istiyoruz. Türkiye’nin Otomobili projesindeki teknoloji birikimimiz diğer pek çok sektörün de önünü açacak, aynı zamanda ateşleyicisi olacaktır. Bunun için hata yapma lüksümüz yoktur. Kuralları koyan biz olduktan sonra bu çalışmada kimlerden destek aldığımızın, kimleri çalıştırdığımızın da bir önemi kalmıyor. Bu konudaki kinayeler ya cehaletin ya husumetin ya da öz güvensizliğin ürünüdür. Türkiye’nin en güzide kurumlarından yetişmiş mühendisler şu an yerli otomobilin matematik modellemeleri ve dayanıklılık testleri üzerinde çalışıyor. Sınıfının en geniş iç hacimli, en yüksek performanslı ve en uygun maliyetli aracını inşallah üreteceğiz. Aracımız sıfır emisyonla çalışarak çevreyi hiç kirletmeyecek. Seri üretime geçtiğimizde, Avrupa’nın klasik olmayan, doğuştan elektrikli ilk ve tek SUV modelinin inşallah sahibi olacağız.”
Üretime geçtikten 3 yıl sonra binek otomobillerde Türkiye’de en yüksek yerlilikte üretilen tek markanın Türkiye’nin Otomobili olacağını vurgulayan Erdoğan, “Geçenlerde televizyonlarda izlediniz mi, İstanbul’da şoförler odası açıklamasını yapıyor. ‘Biz 2020’nin sonuna kadar araç almayacağız, üretimi bekleyeceğiz, üretim yapıldığı andan itibaren kendi yerli otomobilimizi alacağız.’ diyor. 2022 yılında tüm Türkiye’de şarj altyapımız da hazır olacak. Tüm kurumlarımız bu al yapı için hazırlıklara şimdiden başladı. Dolayısıyla bu otomobil yerli ve millidir. Ama yerlilikten ve millilikten anlamayanlar var. Onlar bizi hiç ilgilendirmez. Biz işimize bakacağız. Hiç kimse bu gerçeği perdelemeye çalışmamalı.” diye konuştu.
Erdoğan, tüplü televizyonlardan panel televizyona geçilirken eski oyuncuların önemli bir kısmının devre dışı kaldığını, yeni oyuncuların yükselişe geçtiğini belirterek, aynı şekilde tuşlu telefonlardan akıllı telefonlara geçerken de benzer bir sürecin yaşandığını anlattı.
“Türkiye’nin Otomobili’ni elektrikli olarak üreterek geçmişin veya bugünün değil, doğrudan geleceğin teknolojisine uzanıyoruz.” diyen Erdoğan, tasarımıyla, bataryasıyla, şarj istasyonlarıyla bu otomobil projesiyle ülkeyi geleceğin dünyasına hazırladıklarını kaydetti.
“Milletimiz sahip çıkacaktır, ön satış başlatılabilir, ilk siparişi ben veriyorum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyada bunu yapabilen pek az ülke olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye daha en başından elektrikli otomobil alanına girerek herkesten bir değil, birkaç adım birden öne geçiyor. Bu otomobili sadece kendi ihtiyaçlarımız için üretmiyoruz. Biz küresel bir marka peşindeyiz. Avrupa gibi yakın pazarlardan başlayarak tüm dünyada bu otomobili yollarda gördüğümüz gün hedefimize ulaşmış olacağız. Üretim ve ihracat stratejimizi buna göre belirliyoruz. Milletimizin de bu araca sahip olmak için sabırsızlıkla beklediğini biliyorum. Bu otomobilin ticari olarak satışa sunulacağı 2022 öncesinde milletimizin projeye ve milli teknoloji hamlesine olan desteğini göstermek üzere ön satış süreci başlatılabilir. Dünyada benzer projelerde kullanılan bu yöntemi ülkemizde de hayata geçirebiliriz. Milletimizin ön satışta ortaya koyacağı taleple bu projeye sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. Recep Tayyip Erdoğan olarak şahsın adına ilk ön siparişi de buradan veriyorum. Bu proje için tüm cesaretini ve azmini ortaya koyan babayiğitlerimize teşekkür ediyorum.”
Erdoğan, özel sektör koordinasyonunu yürüten TOBB ile kamu tarafındaki koordinasyondan sorumlu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile emeği geçenlere teşekkür ederek, şunları kaydetti:
“Bu süreç içerisinde ülkemizin 60 yıllık hayalini gerçekleştiren kahramanlar unutmayın sizler olacaksınız. Adınız tarihe geçecek. Gelecek nesiller sizin başarınızı konuşacaklar. Cumhurbaşkanlığı olarak ilk günden beri olduğu gibi bundan sonra da hep yanınızda yer alacağımı ifade ediyorum. Attığınız her adımı bizzat takip ediyorum. Rabb’imin izniyle Türkiye önümüzdeki dönemin yükselen değeri, attığı adımlar merakla takip edilen ülkesi olacaktır. Kendimize inandığımızda, kendimize güvendiğimizde aşamayacağımız hiçbir engel bulunmuyor.”
Erdoğan, girişim grubunda yer alan şirketleri ve projede görev alan ekibi tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından “Türkiye’nin Otomobili”nin iki modeli, led ekranlara yansıtılan ışık gösterisi eşliğinde sahneye çıkarıldı.
Otomobilin SUV modelinin direksiyonuna geçen Erdoğan’a, TOGG Üst Yöneticisi Mehmet Gürcan Karakaş bilgi verdi. Erdoğan’ın torunu Ahmet Akif Albayrak, bu anları cep telefonuyla görüntüledi.