Akut inme, yaygın bilinen adıyla felç, beyne giden kan akımının kesilmesi veya azalması ile ortaya çıkan ve beyin hücrelerinin oksijensiz kalma ve beslenememesi sonucunda oluşan ani fonksiyon bozukluğu olarak tanımlanıyor. Her yıl Türkiye’de yaklaşık 200 bin akut inme vakası görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, dünyadaki ölüm nedenleri arasında inmenin 3. sırada yer aldığını hatırlattı. Üstelik, akut inme sonrasında kişi hayatta kalırsa bu durum uzun süreli sakatlıklara ve bağımlı yaşamaya neden oluyor.
YAŞLA BİRLİKTE RİSK ARTIYOR
Yetişkin nüfusta en önemli sakatlık sebebinin akut inme olduğuna dikkat çeken Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, kadın ya da erkek fark etmeksizin yaşla birlikte akut inmenin görülme riskinin arttığını söyledi. Diğer risk faktörleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Beslenmesi bozuk olan örneğin doymuş yağdan zengin beslenenler, fiziksel olarak aktif olmayanlar, düzenli uyku uyumayan kişiler, sigara içenler, obezite hastaları, kontrolsüz diyabeti ve yüksek tansiyonu olan hastalar, atrial fibrilasyon gibi kabinde ritm bozukluğu olan hastalar, kolesterol değerleri yüksek olan ateroskleroz veya damar sertliği hastaları risk altındadır.”
ZAMANLAMA HAYAT KURTARIYOR
Akut inme tedavisinde en önemli unsur zaman. Zira, erken müdahale hem hayat kurtarıyor hem de sakatlıkların önüne geçiyor. “Akut inmeye ne kadar erken müdahale edilirse tedavi sonuçları da o kadar yüz güldürücü olur” diyen Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, bu nedenle kişinin kendisi veya yakınlarının akut inme geçirdiğini düşündüğü veya anladığı anda inme tedavisi yapabilecek kapasitedeki bir hastaneye hızlıca ulaşması gerektiğini söyledi.
AKUT İNME İŞARETLERİ GÖRÜLÜYORSA NE YAPMALI?
Akut inmenin işaretleri yüzde tek taraflı kayma, gelip geçici görme bozuklukları, tek taraflı ani görememe, kol ve bacaklarda ani kuvvetsizlik, güçsüzlük ve hareketsizlik, ani gelişen konuşamama, konuşma bozukluğu veya dilde peltekleşme akut inme belirtileri olarak sıralanıyor. Bu belirtilerin beyin kan akımındaki azalma veya kesilme ile paralel olarak aniden ortaya çıktığını söyleyen Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, şu bilgileri verdi:
“Fark edilmesini kolaylaştırmak için eğer yüzde kayma olduğunu düşünüyorsanız kişiye gülümsemesini söyleyin, kollarda kuvvetsizlik olduğunu düşünüyorsanız her iki kolunu havaya kaldırmasını söyleyin ve konuşmasının bozulduğunu düşünüyorsanız söylediğiniz bir cümleyi tekrar ettirin.”
İLK 6 SAAT ÇOK ÖNEMLİ
Literatüre göre, inme belirtileri ortaya çıktıktan 6-24 saate kadar geçen sürelerde bile pıhtının mekanik olarak dışarı çıkarılmasıyla hastanın bağımsız veya daha az bağımlı olarak hayatını sürdürebiliyor. Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, akut inme tedavisinde uzun zamandır uygulanan girişimsel radyolojik yöntemlerle erken zamanda akut inme tedavisi yapılırsa hastaların herhangi bir sakatlık veya bağımlılıkları olmadan yaşamlarını sürdürebildiğini söyledi. Girişimsel radyolojinin uygulanma şekliyle ilgili şunları anlattı:
“İnme belirtileri başlayalı 6 saatten uzun bir süre geçmemiş ise ve yapılan tetkiklerde beyindeki ana atardamarlardan bir tanesinde tıkanıklık tespit edilmişse bu noktada girişimsel radyoloji devreye girer. Anjiyografi ünitesinde kasıktan veya el bileğinden girilerek beyindeki tıkalı atar damarın içindeki pıhtıya küçük borular (kateterler) yerleştirilerek pıhtı mekanik olarak dışarıya çıkartılır ve tıkalı atar damardaki kan akımının tekrar normale dönmesi sağlanır.”
PIHTI ÇIKAR ÇIKMAZ SONUÇLAR GÖRÜLMEYE BAŞLIYOR
Erken zamanda akut inme tedavisi yapılırsa hastaların herhangi bir sakatlık veya bağımlılıkları olmadan yaşamlarını sürdürebildiklerini söyleyen Doç. Dr. Melih Topcuoğlu, hastalarla yaşadıkları deneyimleri şöyle anlattı:
“Bazı ani felç ve konuşma bozukluğu ile gelen hastalarımız daha anjiyo masasındayken pıhtının çıkarılmasını takiben kollarını ve bacaklarını oynatmaya başlar ve konuşmaları düzelip bizlere sorular sorar, bizim sorularımızı cevaplar ve birkaç gün içinde de işlerine geri dönerler. Tedavide karşılaştığımız bu durumlar ve anlar gerçekten çok sevindirici oluyor.”
RİSK FAKTÖRLERİ KONTROL EDİLMEZSE İNME TEKRARLAYABİLİYOR
İnmeye neden olan risk faktörlerinin kontrol altına alınmaması durumunda hastanın tedavi edilmesine rağmen akut inmenin tekrarlayabileceğine işaret eden Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Melih Topçuoğlu, “Eğer başlangıçta belirttiğimiz inme risk faktörleri kontrol altına alınamazsa ve bu riskli durumlarda düzelme sağlanmazsa maalesef akut inme tekrar edebilir. Böyle bir durum ile karşılaştığımızda yani tekrar eden bir akut inme hastasında girişimsel radyoloji ile pıhtı çıkarılması tekrar uygulanabilir” dedi.