
Başkentteki İsimlerin Sessiz Çatışması: Esenboğa mı, Yıldırım mı?
Ankara’nın kuzeyinde yer alan uluslararası havalimanının adı uzun yıllardır kamuoyunun gündemine nadiren gelse de, taşıdığı tarihî anlamlar bazı araştırmacılar ve tarih meraklıları arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor.
1950’li yıllarda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrolarının yön verdiği dönemde inşa edilen Ankara Esenboğa Havalimanı, adını “Esen Buqa” adlı bir tarihî şahsiyetten alıyor. Esen Buqa (veya Esenboğa), 1402 yılında Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid ile Timur arasında gerçekleşen Ankara Savaşı’nda, Timur’un komutanlarından biri olarak biliniyor.
Bu savaş, Osmanlı tarihinde büyük bir kırılma noktası olarak kabul ediliyor. Yıldırım Bayezid’in esir düşmesi ve Anadolu’daki Türk birliğinin dağılması gibi sonuçlara yol açan savaş, tarihçilerin önemli bir kısmı tarafından “Osmanlı’nın en büyük mağlubiyetlerinden biri” olarak tanımlanıyor.
Dolayısıyla, bir havaalanına bu ismin verilmesi bazı çevrelerde uzun yıllardır eleştiriliyor. Zira bu yorumlara göre Esenboğa ismi, Türk tarihindeki bir yenilgiyi ve Osmanlı Devleti’ni mağlup eden bir komutanı Ankara’nın kalbine simgesel olarak kazımış oluyor.
Bir Karşı Hamle: Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Yıllar sonra, 2010 yılında Recep Tayyip Erdoğan, Esenboğa Havalimanı’na oldukça yakın bir bölgede yeni bir devlet üniversitesinin kuruluşuna öncülük etti. Kurulan üniversitenin adı dikkat çekiciydi: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi.
Adını, Ankara Savaşı’nda Osmanlı ordusunu yöneten ve Esenboğa’nın karşısında savaşan Sultan Yıldırım Bayezid’den alan bu üniversite, bazı kesimler tarafından tarihsel bir “isim iadesi” olarak değerlendirildi.
Sembollerin Mücadelesi
Söz konusu gelişmeler, Türkiye’de kamusal mekânların adlandırılmasının tesadüfi olmadığını; aksine ideolojik, tarihî ve kültürel bir yönelimi temsil ettiğini bir kez daha gündeme getirdi.
Bir tarafta, bir havaalanına Osmanlı’yı mağlup eden bir Timur komutanının adının verilmesi…
Diğer tarafta, aynı topraklarda Osmanlı’yı savunan bir padişahın adını taşıyan bir üniversitenin kurulması…
Bu iki tercihin karşı karşıya gelmesi, yalnızca isimlerin değil; tarih algısının, ideolojilerin ve kimlik inşasının da çatışması olarak yorumlanıyor.
Türkiye’de şehirler, kurumlar, sokaklar ve meydanlar çoğu zaman yalnızca coğrafi noktalar değil; aynı zamanda tarihî bilinç, toplumsal hafıza ve ideolojik tercihlerin dışavurum alanlarıdır.
Esenboğa ve Yıldırım isimleri, sadece iki farklı şahsiyeti değil; aynı zamanda iki farklı tarih tasavvurunu temsil ediyor olabilir.
Tarih, yalnızca geçmişi anlatmaz. Bazen bugünü hangi gözle gördüğümüzü de yansıtır.